Geleneğin özünün her geçen gün kaybolduğu şehirde Süleymaniye Çikolatacısı, nostaljinin ve geçmişe saygının ışığı olarak karşımıza çıkıyor. Küçük bir arkadaş grubu tarafından kurulan yolculukları, ticaretin kutsallığını korumaya yönelik yürekten bir arzuyla başladı; miraslarının kaybına üzülmek yerine onları onurlandırmayı seçtiler.
Ürünlerinin isimlerinden havayı dolduran melodilere kadar Süleymaniye Çikolatacı’nın her özelliği, geçmiş bir döneme saygı duruşunda bulunarak, unutulmayı reddeden bir sadakat ve tarihle bağ duygusu besliyor. İlhamını geçmişin mimari harikalarından alan Süleymaniye Çikolatacı, Kanuni Sinan gibi şahsiyetlerin vücut bulduğu büyüklük ruhunu yeniden canlandırmaya çalışıyor.
Talep etmeden su servisi yapmak gibi basit bir jest, bu efsanevi mimarın yarattığı anıtsal çeşmelere saygı duruşu niteliğindeki sembolik bir eyleme dönüşüyor. Kahvenin her yudumuyla müşteriler, Süleymaniye’nin ihtişamın bir kanıtı olduğu bir döneme taşınırken, kahve falının yokluğu, ruhun kutsallığını modern müdahalelerden koruma arzusunu yansıtıyor.
Süleymaniye Çikolatacı’nın ambiyansı, Tanburi Cemil Bey’in ve Dede Bey’in zamansız melodileriyle yankılanıyor, huzur ve yansıma atmosferi uyandırıyor. Bağışlamanın giren herkese yayılması nedeniyle, imkanı olmayanlar bile burada teselli buluyor. Edebiyatın, duyguların, hafızanın ve hayallerin iç içe geçtiği, her köşeyi saran zengin çikolata aromasıyla zenginleşen bir yer burası.
Mükemmellik arayışında Süleymaniye Çikolatacı, Anadolu’nun en leziz meyvelerini, kuruyemişlerini ve baharatlarını orijinal tariflerinde harmanlayarak yalnızca en iyi malzemeleri seçmeye kendini adamıştır. Kaliteye olan bağlılıkları, her ürünün en yüksek güvenlik ve sağlık standartlarını karşılamasını, müşterilerinin refahını tehlikeye atabilecek katkı maddeleri veya koruyucu maddeler içermemesini sağlayarak üst düzey hammaddelerin tedarikini de kapsar.